23 Ağustos 2009 Pazar

İTİRAFÇI OLMAK AHLAKSIZ OLMAKTIR


Ailesi tarafından terbiye edilmemiş birini asla terbiye edemezsiniz. İnsan erdemlerini yitirmiş birine kimse erdem öğretemez. Kurgularla, zaman ve söylem çelişkileriyle gerçeği kirletmenin yolu yoktur. İtirafçı Engin adam, tükendiği yerde bunu deniyor.

Türkiye devrimci hareketinde her türden tartışmaya tanık olduk. İhbardan, saldırıya kadar her şeyi gördük ama herkesin bir ahlak sınırı içinde durduğunu da gördük. Bu ahlaksızın “kayışı kopmuş”, ”çok yalan söyle, büyük yalan söyle inanmazlarsa kafaları bulandırırsın” diyen Nazi yalan makinesiyle tartışmayı seçmiş. Bu bir tükeniştir. Sol içi tartışmaların bilinen en çirkinini bu itirafçı yapmış oldu. İtirafçı, ihbar deryası, provokasyon çabası olan her bir çamur atma yazısı Özel Harp Dairesin uzantısı olarak yerini almış oldu. Kimliğini bilmeyenlere bu yolla açık kimliğini gösterdi.

Tüm itirafçılar ahlaksızdır. İtirafçıların Başkan Öcalan’a yaptıkları suçlamaları hatırlayın, insan aklına ziyan suçlamalarını göz önüne getirin. Bu erdemsizlerin, ahlak yoksunlarının tüm yaptıkları Özel harp dairesi işidir. İtirafçı kamburlarını örtmek için tek yolları budur. Aynısını itirafçı Engin Erkiner tekrar ediyor. Bunların yaptığı güneşi balçıkla sıvamadır. Beyhudedir.



Bedreddin Mahir
19 Ağustos 2009

Bir kez daha hatırlamanız için itirafçı Engin Erikener’den söz edeceğim. Tartışma adı altında ihbar, ahlaksız saldırı, kendi aile terbiyesini bire bir yansıtan hallerini bildireceğim. İçinden çıkamadığı Mihrac Ural sendromunda vardığı inanılmaz ve bir o kadar akıl almaz, ahlaksız kurgularının gerçekte kendi kimliğini dile getirdiğini bildirmekle yetineceğim.

Bırakın insan olmayı, aile ahlak ve terbiyesi bile almamış birinin dile almayacağı çamurlarına bulaşmayacağım. Seviye farkı bunu zorunlu kılar. Siyaseti bir kenara bırakın sokak lümpenlerini aratan, ahlak evrimini tamamlamamış "SİN KAF" bataklığında duran bir abes yaratığın küfürlerine, provokatif sözlerine, ihbar üstüne ihbarla süren isim, adres ve bilgi aktarımlarının tuzağına düşmeyeceğim.

Özel Harp Dairesi hesabına devam eden çalışmalarına verebileceğim tek cevap, polis işbirlikçisi suratını belgeli olarak göstermekten ibarettir. Benim algımda bu çirkin yaratık sadece bu belgede mevcuttur. Bu şahıs itirafçı Engin Erkiner’dir

Belgesiz kanıtsız tek bir cümle kurmamayı ilke edindim. Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi var diyorum. Bu benim. O ise kurgudan ibaret ahlaksızca yazdıklarıdır.

Devrimci siyasal hayatım boyunca hiç bir tartışmada bu ölçekte yalan ve ahlaksız bir boyuta tanık olmadım. Birçok dostuma da söyledim, "siyaset bitebilir, ama insan olmanın erdemli duruşu bitmemelidir, düşmanımıza bile erdemsiz bir saldırı, kurgu ve yalana dayalı bir çamur atmamalıyız, gerçekçi olmayan, kanıtı bulunmayan bir itham sahibini vurur". Doğrularımın parametreleri bunlardır. Bunların arkasında dik durmaya devam edeceğim. Provokasyonları ve ihbarlarıyla varmak istedikleri tuzaklara düşmeyeceğim. İnsan erdeminin bittiği yerde orman kanunlarının geçtiğini herkes bilmelidir.

Bu ahlaksızla tartışmamız bitmişti. Yeniden açılmayacak. “Tarihte bu gün” için 19 Ağustos 1977’de polisin örgütümüz THKP-C(Acilcilere)’e vurduğu darbede oynadığı rolü açıklayan bir belgeyi yayınlayacaktım. Bu arada sürdürdüğü ahlaksızlığı da anmış oldum. Bu nedenle bu kısa notu yazıyorum.

30 yıllık mültecilik sürecinde tüm yoldaşlarıma, dil öğrenimlerinde öğretmenlik, ortak yaşamda annelik, ablalık yapmış, her koşulda yanlarında duran, acılarına ortak olan başı belalara sürüklenen, elinden ekmek ve yemek yememiş tek bir insanın olmadığı, doğum yapan her kadın yoldaşın başucunda sabahlara kadar nöbet tutan, bebeklerini emziren bir ahlak abidesine karşı uzatılan ahlaksız dil, itirafçı Engin Erikner’in kendi ahlak kimliğidir. Bu kendi ailesindeki ilişkinin ne olduğuna da önemli bir göndermedir.

Ülkesinin Devrimci Gençlik Örgütünden askeri eğitimini tamamlayarak gelen, Örgütümüzle tanışıklığı bizlere Arapça dil kurslarında öğretmenlikten ibaret olan, bu nedenle bizlerle aynı kaderi paylaşmaya yönelen bir kadına karşı akıl almaz, yalandan başka hiçbir gerçekliği olmayan sözlerle itirafçı kamburunu örtmek için yaptığı saldırı, sadece tıkandığını, konu sıkıntısı içinde çirkinliğiyle boğulduğuna bir işarettir. Bu lümpenlik bir reflekstir. Bir süre önce aynı refleksi başka bir paranoyakta da gördük. Bu cemaatin paranoyakları kendi kimliklerini “Sin Kaf” saldırılarıyla göz önüne seriyor; “ipi kopmuş” olmak bunların halidir. İtirafçı Engin Erikener’in düştüğü yer de bu yerdir.

İtirafçılık başlı başına bir ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlığın devamının geleceği bellidir. Bir süre önce utanmadan, Almancaya da çevirdiği “…aşağısı Kasımpaşa” söylemini kimse unutmadı. Şimdi çok daha sıkışmış çok daha tıkanmış saldıracağı yer arıyor ve iğrençliğini yalanlarla ördüğü mizanseninde döküyor. Geldiği yer bir tükeniştir. Bu üslup kendini zayıf hisseden, ezilmiş, itirafçı kamburunu örtememenin sıkıntısı içinde psikolojik hafakanlar yaşayan birinin ruh halini yansıtıyor. Paranoyaklar bir arada cemaat kurmuş anlaşılan. Aynıların aynı yerde buluşması bildik bir hadise, buna bir kez daha tanık oluyoruz.

Tüm itirafçılar ahlaksızdır. İtirafçıların Başkan Öcalan’a yaptıkları suçlamaları hatırlayın. İnsan aklına ziyan suçlamalarını göz önüne getirin. Bu erdemsizlerin, ahlak yoksunlarının tüm yaptıkları Özel harp dairesi işidir. İtirafçı kamburlarını ötrem için tek yolları budur. Aynısını itirafçı Engin Erkiner tekrar ediyor. Bunların yaptığı güneşi balçıkla sıvamadır. Beyhudedir.

Ailesi tarafından terbiye edilmemiş birini asla terbiye edemezsiniz. İnsan erdemlerini yitirmiş birine kimse erdem öğretemez. Kurgularla, zaman ve söylem çelişkileriyle gerçeği kirletmenin yolu yoktur. İtirafçı Engin adam, tükendiği yerde bunu deniyor.

Türkiye devrimci hareketinde her türden tartışmaya tanık olduk. İhbardan, saldırıya kadar her şeyi gördük ama herkesin bir ahlak sınırı içinde durduğunu da gördük. Bu ahlaksızın “kayışı kopmuş”, ”çok yalan söyle, büyük yalan söyle inanmazlarsa kafaları bulandırırsın” diyen Nazi yalan makinesiyle tartışmayı seçmiş. Bu bir tükeniştir. Sol içi tartışmaların bilinen en çirkinini bu itirafçı yapmış oldu. İtirafçı, ihbar deryası, provokasyon çabası olan her bir çamur atma yazısı Özel Harp Dairesin uzantısı olarak yerini almış oldu. Kimliğini bilmeyenlere bu yolla açık kimliğini gösterdi.

Bu yaratıklarla benim seviye ihtilafım var. Farklı kulvarlardayız. Noktalanmış bir tartışmaya hiçbir nedenle dönmeyeceğim. Kimseyle şahsi bir kavgam olmayacak, benim davam halkımın çıkarlarıdır demokrasi ve özgürlük mücadelesidir. Bu çirkinlikleri yeminle bir kenara not olarak alıyor, zamana bırakıyorum.

İtirafçılık alnına yapıştı bundan kurtulamaz. Ebede kadar Mihrac Ural’ı yazsa da bundan kendini kurtaramaz. Allah kimsenin başına getirmesin.

İtirafçı Engin Erkiner’in kimliğini kendi el yazılı imzalı açıklamasıyla yeterince açık olarak ilan etmiştir. O da şudur:
“Emniyet kuvvetlerine yardım maksadıyla yakalandığım günün akşamı ve onu takip eden günde aşağıda sıralayacağım evleri bulmaları bakımından polise yardım ettim” (Engin Erkiner Polis İfadesi, s:16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder