18 Ekim 2009 Pazar

ADALILAR / Devrimci Kamuyouna ve Halklarımıza;


2002 yılında yeniden inşa şiarıyla sınıflar savaşında devrimci sosyalist mücadeleyi yükseltmek hedefiyle çıkış yapan ancak 2005 sonrası ortaya koyduğu hedeflerden legalizme ve pasifizme sapan Halk Kültür Merkezleri (EMEK VE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ) örgütlenmesi, içte yaşanan kariyerist, stotükocu tarza engel olamamış,eleştiri özeleştiri ilkesini ihlal ederek genç kadrolarının devrimci ruhunu tasfiye etmeye çalışmışdır.


Çayan'ların ışığıyla aydınlanan yolumuzda sağ sapmaya geçit vermemek için ayrılık şart olmuştur.Devrimci pratigin ürünü olarak çıktığımız bu yol ezilen halkın bilincinin ve iradesinin yoludur. Ayrılığın ardından geliştirmeye çalıştığımız devrimci tarzı her seferinde yıpratmak için yoğun çaba sarf eden bu hareket, ortaya çıkan Marksist Leninist devrimci iradeyi kırmaya çalışarak basit ve asılsız iddalarla son müdahalesini 17 ekim gecesi yapmış, içinden geldikleri hareketin geliştirdiği devrimci kültür ve ahlakın son kırıntılarınıda bir devrimciye silah çekip ölümle tehtit ederek yok etmişlerdir. Yoldaşımıza saldıran kişilerin ikisi Gebze HKM çalışanları, bir diğeri ise Hareketin üst düzey merkezi yöneticisidir. Olaydan iki gün önce bölgede ki alan sorumlularıyla gezerken görülen bu şahıslar belirtilen tarihte yoldaşımıza saldırı gerçekleştirmeye çalışmış ancak mahalle halkının müdahalesine uğrayınca alandan kaçmak zorunda kalmışlardır.


Devrim için mücadeleyi devrimcilere madahale ile sınırlandıran hareket faşizme ve oligarşiye doğrultmaya cesaret edemediği silahını devrimcilere yönelterek geldikleri karşı devrimci pozisyonu belirginleştirmişlerdir. Dost düşman bilmelidir ki bizler için yoldaşlarımıza ve hareketimize kalkan her el düşmanın elidir ve devrimcilere uzanan düşman elini kırmamak devrime ihanettir. Ezilen halkların özgürleşeceği devrimin zaferi için yükselttiğimiz mücadelede halkın ve devrimcilerin hafızasını taşıyan ADALILAR devrim yolunda yapılan her türlü ihanetin ve karşı devrimci tutumun hesabını soracağına dair tüm devrim şehitleri adına and içme cürretine sahiptir. Devrimciye saldırı devrime ihanettir. Tek yol devrim tek yol devrimci yenilenme.


Yaşasın devrim ve sosyalizm.


YA ÖZGÜR VATAN YA ÖLÜM.

ADALILAR

18 EKİM 2009

2 yorum:

  1. bu arkadaşların yazdıkları tamamen uydurmadan ibarettir kendilerini meşrulaştırmaya çalışıyor her türlü çirkefliğe başvurmalarına rahmen emek ve özgürlük cephesi sagduyulu davranmıştır yaptıkları bir iş sonucu polise düştüklerinde ilk emek ve özgürlük cephesi çalışanlarının ismini vermişlerdir mahallede eöc çalışanlarını sözlü tacizlerde bulunmuşlardır yazılamalarını silmişlerdir buna karşın eöc sol içi siddete karşı oldugunda olayları sakin karşılamıştır taki eöc çalışanlarını polise ihpar eden bir bildiri yayınlayana dek yine eöc çalışanları müdale edince yine saldıran karşı taraf (adalılar ismini hak etmiyenmahalle cetesi) eöc tarafından hırpalanmıştır snra mahalledeki çeteleri toplayı eöc e saldırmış ve bir çalışanı bıcaklamışlardır olay bundan ibaraetttir

    YanıtlaSil
  2. Devrimci Sosyalist Hareket
    Yoluna Devam Ediyor, Edecek
    Muhbirlik, Serserilik
    ve Lümpenlik
    Kendi Kendini Yok Ediyor!



    19 Ekim 2009



    Devrimci kültürden nasibini almamış lümpenler bugün Nurtepe'de bir kez daha yüzlerini gösterdiler ve derslerini aldılar.
    Bir süre önce devrimci sosyalist hareketin ilkesizlik ve disiplinsizlik nedeniyle bünyesinden söküp attığı bir grup lümpen, aylardır sürdürdüğü tahriklere ve provokasyonlara bugünlerde yenilerini ekledi. Devrimci sosyalist hareket, bir süre önce Nurtepe'de lümpen kültürden gelen bir grubu bünyesinden atmış ve o günden beri de bu çevrenin defalarca tekrarladığı provokatif, mahalle serseriliğinin yansıması olan kışkırtmalarına inanılmaz bir sabırla davranmıştı. Sahip olduğu kültürel yapı gereği devrimci sosyalist hareket, bu grupla her şeye rağmen normal ilişkiler sürdürmeye gayret ederken, açık kışkırtmalara, dengesiz kişiliklerin hastalıklı tahriklerine, hareketin değerlerine ve bizzat varlığına yönelik saldırılara karşı sabır göstermiş, bütün şımarıkça davranışları tolore etmeye çalışmış, devrimci hareketin onca yıllık kurallarını açıkça ihlal ederek bizi çatışma içine çekmek isteyen tutumlara olağanüstü bir esneklikle yaklaşmıştır. Bu süreçte devrimci sosyalist hareket böyle bir şımarıklıkla Türkiye devrimci hareketini meşgul etmeyi tercih etmemiş, bu konuda herhangi bir açıklama yapmayı bile gereksiz görmüştür.
    Bütün bu şımarıklıklara nihayetinde bir uyarıyla karşılık verildiğinde ise malum güruh dağarcığındaki bütün lümpen kültür özelliklerini ortaya koymuştur. Her yanından muhbirlik ve küfürler akan bir bildiriyi Mahir Çayan'ın tertemiz mirasını da ayağa düşüren bir küstahlıkla "Adalılar" diye imzalayarak internetin kirli ortamına süren bu grup son derece provokatif bir tutumla konuya somut ilgisi olmayan Emek ve Özgürlük Cephesi'ni ve Halk Kültür Merkezleri'ni devletin saldırılarına hedef göstermişlerdir. Aynı lümpen güruh, son olarak aynı bildiriyi tahrik edici bir tarzda Nurtepe sokakları ve caddelerine asmaya başladıklarında ise devrimciler duruma müdahale etmek gereğini duymuşlar ve bu aşamada sopalı grupların saldırısı gerçekleşmiş, bu arada bir devrimci -tam da onların lümpen sokak serserisi kültürüne yakışan bir biçimde- bıçakla yaralanmıştır. Söz konusu muhbirlik bildirisini asmak için cebinde serserilere özgü bıçaklarla çıkan ve ağızından küfrü düşürmeyen bu topluluk, sonuçta Nurtepe'de devrimci kanı akıtmayı becermişler ama gereken yanıtı da yine devrimcilerden almışlardır. Ayrıca bu topluluk böylece bir "kalite" sergilemeyi de başarmıştır, ki Nurtepe Halkı şüphesiz bu sefil tabloyu değerlendirecektir.
    Şüphesiz devrimci bıçaklamanın, lümpenliğin, şımarıklığın bir bedeli ve bir sonu vardır; o bedelden kaçınmak mümkün değildir. Bu serseri topluluğu böyle bir akıbetten kaçabileceğini sanıyorsa, devrimcileri tanımıyor demektir.
    Emek ve Özgürlük Cephesi, bu türden olumsuzluklarla anılmayı, diğer devrimci güçleri böyle sorunlarla uğraştırmayı hiç arzu etmemiştir. Esasen mayamızda ve kültürümüzde de bu tür olaylarla prim yapmak gibi ahlaki olmayan yöntemler hiç mevcut olmamıştır. Bu nedenle söz konusu berbat metnin içeriğine yanıt vermeyi bile kendimizi küçültmek olarak algılarız. Devrimcilik mahalle kültürüyle yapılan bir tür sokak serseriliği değil, teorik politik kapasite gerektiren son derece ciddi bir iştir. Devrimci hareketimizi, bizimle çeşitli kereler siper yoldaşlığı, kavga dostluğu içinde bulunmuş olan devrimci çevreler iyi tanırlar.
    Emek ve Özgürlük Cephesi, lümpen şımarıklığına, sokak serseriliğine bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da prim vermeyecek, kendisine yönelik her türlü saldırıyı kendi meşru yöntemleriyle karşılayacaktır. Devrimcilere saldırmanın kolay iş olmadığı kuşkusuz sorunun muhatapları tarafından pratikte anlaşılacaktır.
    Devrim ve sosyalizm davası, bütün bu serseriliklere rağmen ve bu tür lümpenliklerle mücadele ederek gelişecek, devrimci sosyalizm, kendi yolunda yürümeye devam edecektir.

    Yaşasın Devrim ve Sosyalizm

    19 Ekim 2009
    Emek ve Özgürlük Cephes

    YanıtlaSil